AMOK KOŞUCUSU Koşu, kurallara uygun, doğal bir arazide, pistte yapılan atletizm etkinliği olarak tanımlanır. Koşular yarışmalarla birlikte atletizmi oluşturur. Koşucuların hem rakiplerini geçmek, hem de kendi fiziksel ve ruhsal şuurlarını geliştirmek ve de dereceyi aşmak gibi değişik amaçları vardır. Koşu, ayrıca vücudun dinamizminin sağlanması için de yapılabilir. Olimpiyatlarda da atletizm ana spor sayılır. Koşunun tarihi insanlık kadar eskidir. Spor olarak benimsenmesi eski Yunanlılara dayanmaktadır. İlk atletizm yarışmalarının MÖ.1453 yılında Yunanistan’da Tanrıça Athena’nın(zeka, sanat tanrısı) adına Pan Athenian Oyunları olarak düzenlendiği …
Blog Posts
KAPILARIMIZ Yaşamımız boyunca kim bilir kaç kez kapılardan girip, çıkmışızdır. Güler yüzle açılan bir ev kapısının verdiği huzuru hissetmek hepimizin ruhunu okşar. Bize heyecan veren kapılardan girerken, sadece içeride yaşayacaklarımızı düşünürüz, bize geçişi sağlayan kapıları çoğu kez göremeyiz. Kapıları açarken hiç dikkat etmeyiz; kapının rengi, yapısı, tokmağı ve büyüklüğüne. Bazen bir hışımla bazen de korka korka açarız kapıları. Hayatımızda ender de olsa başkaları tarafından üzerimize kilitlenen kapıların anahtarını bulmak için ne kadar çaba sarf ederiz. Demirin soğukluğunu, parmakların tutsaklığını anlatan …
Kahvaltı tabağımı alıp ‘günaydın’ dedikten sonra çapraz karşısına oturdum. Paşa, tabağına yumulmuş ve çevreden ilişkiyi kesmişti. En azından ben öyle sanıyordum. Birden başını kaldırdı, yeşil gözlerle bir ‘Kadir İnanır bakışı’ attıktan sonra, ekabir bir tavırla, ‘ Muzaffer Amca, kalk sen oradan. Oraya Ertan oturacak’ dedi. Paşa şimdilerde 15 yaşlarında otistik bir delikanlı. Eğip bükmeden, diplomasiye gerek görmeden maskesiz bir tavırdı bu. Paşa’ya karşı gelmek her babayiğidin harcı değil. ‘Olur gurbanım’ deyip hemen yerimi değiştirdim. Otistik çocuklar yalan söylemezler, sosyal ilişkilerdeki …