KAPILARIMIZ

KAPILARIMIZ

Yaşamımız boyunca kim bilir kaç kez kapılardan girip, çıkmışızdır. Güler yüzle açılan bir ev kapısının verdiği huzuru hissetmek hepimizin ruhunu okşar. Bize heyecan veren kapılardan girerken, sadece içeride yaşayacaklarımızı düşünürüz, bize geçişi sağlayan kapıları çoğu kez göremeyiz.

Kapıları açarken hiç dikkat etmeyiz; kapının rengi, yapısı, tokmağı ve büyüklüğüne. Bazen bir hışımla bazen de korka korka açarız kapıları. Hayatımızda ender de olsa başkaları tarafından üzerimize kilitlenen kapıların anahtarını bulmak için ne kadar çaba sarf ederiz. Demirin soğukluğunu, parmakların tutsaklığını anlatan kapıların açılmasını bırakın, üzerimize kapanmasını asla istemeyiz. Demir kapının başka bir yüzü de, güzel bir bahçenin girilmezliğini sağlayan yüksekliğidir.

Kapılar bazen resmi işlemler için gittiğimiz devlet dairesi olur, bazen de gezmek istediğimiz bir arkadaşımızdır. Dua etmek için hacet kapısı, kızımızın evlenip gittiği kısmet kapısı, bir de sılayı anlatan el kapısı var ki, acı ve tatlıdır. Kapı kavramının hayatımızda çok önemli bir yeri olduğu aşikardır. Yaşamımız boyunca nice kapılar açıp kapadığımız bir gerçektir. Sanırım birçoğumuz bunun farkında bile değilizdir.

Oldu mu hiç kapı arasında sıkıştığınız? Ben yanıtı vereyim, mutlaka olmuştur. Adım atmak istersiniz, girmeyle çıkmak arasında bir türlü hareket edemezsiniz, daha sonra hangi taraf güçlü ise sizi ya içeri alır ya da dışarıya çıkartır. Fakat hangi adımın iyi olduğunu zaman size çok iyi bir şekilde anlatır.

Ali Baba ve Kırk Haramiler masalındaki gibi taş kayadan kapıyı açmak için “Açıl Susam Açıl” dediğimizde, altınlarla dolu mağara kapısı büyük ve ağır olmasına rağmen kolayca açılıp ve kapanmaktadır. Fakat verdiği yük ağırdır.

Andre Gide’ in Dar Kapı romanında; “Dar olan kapıdan girmeye çabalayın, çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yolu geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır” dediği gibi dar yollardan sabırla geçmeliyiz.

Hayatımızda gireceğimiz kapılar hep aydınlık olsun, şans kapıları önümüzde kolayca açılsın. Unutmayalım ki gümüş kapılar kapanır, altın kapılar açılır ve de önümüze çıkan yeni kapılara mutluluk ve sevgiyle merhaba diyelim.

Sevinç Ölçer Kimdir? İstanbul’da çok çok seneler önce, denizleri çok seven denizci babanın ve yazmayı çok seven, dergilerde köşe yazarı olan ve de şiirleri yayımlanan bir annenin ortanca kızıyım. ‘Sizi ben okyanus suları ile yıkadım’ diyen babam, dalgaların içinde götürmeye çalıştığı gemisi bizleri annemin çok sevdiği görsel sanatların kıyılarına doğru atmış olmalı ki, ailemiz tiyatro, sinema ile ilgisini uğraşını hiç kesmeksizin devam ettirdi. Annem bana dokuz aylık hamileyken, Moliere’ in Cimri’ sini izlerken ve de Harpagon’a gülerken sancıları başladığından hastaneye zor yetiştirmişler. Daha ilk okula giderken tiyatrolara girme yaşımız tutmazken, annem ağabeyim ile benim yaşlarımızı büyütüp, oyunların bazılarını zorla da olsa izletirdi. İlk, orta, lise yi İstanbul’ da bitirip, kazandığım üç okul için büyük bir hevesle seçim yaptığımda babam; O okul olmaz, (Yabancı Diller Yüksek Okulu) gece, ben seni yollamamam dedi. İki lisanslı bir sporcu olduğumdan bu sefer Spor Akademisi için istekte bulundum. O okul olmaz, uzak gidip gelmen zor olur diyerek yanıt verdi. Artık son seçeneğim olan Eğitim Enstitüsü oldu, fakat o da olmadı, çünkü bombalar patlıyordu o zaman okullarda. Kaldım mı açıkta! Yok kalmadım, hemen kurslara başladım, daha sonrada ilk işim İsotaş A.Ş. Genel Müdür Sekreteri oldum. Sonra Transtürk Holding Taşımacılık da çalıştım. Daha sonra bir butik açtım, sonra Televizyon, Senkron Tv.de dublaj yaptım. Ayrıca Yönetmen yardımcılığı yaptım. Ve de en sonunda yirmi iki yıl önce Hollanda ya geldim. On sene eğitim aldım. On yedi senedir, oyun yazarı ve yönetmenim. Tabii hala eğitim alıyorum. İyi ki demişler ‘öğrenmenin yaşı yoktur’. Sevgiyle okuduğun her şey merakını tetikler, merak da bilgiyi doğurur.

5 comments On KAPILARIMIZ

  • Kapılar üzerine güzel bir cesitleme olmus. Sevinc Olcer’in kaleminden kapi hikayeleri de okumak isterim. Yazilari takip edecegim. Sevgi, saygi ve selamlarimla,

  • Ali Çalışkan

    İlginç, pek öyle akla geliverecek türden olmayan bir konuda (ya da yazı konusu olarak düşünülmeyecek bir konu da mı desem) çok güzel bir yazı. Kalemine kuvvet Sevinç hanım.

  • Yaşlı bir teyze vardi. Bir kapidan girdim bir kapidan cikiyorum. Zaman ne cabuk gecti ben bu hayattan birsey anlamadim demisti.

    Bir de sans kapiyi caldiginda hazir olmali derler. O zaman her kapi bizim eve giris kapimiza benzemiyor di mi?

    Kapiyi konu almis olmak sahaneymis.. Sevinc beni dusundurdun gercekten. Kalemine saglik..

  • Sitenizin “kapısı” Sevinç hanımın yazısıyla açılmış oluyor böylece. Takip de kalacağım ve dilerim ki katkıda da bulunacağım. Başarılar diliyorum.

  • Emine Erturun

    Mukemmel bir yazi Sevinc hanim. Kaleminize ve yureginize saglik. Basarilarinizin devamini dilerim.

Comments are closed.

Site Footer